6331 sayılı Yasa uyarınca, işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı için gerekli niteliklere sahip olan işverenler, kendi işyerinde bu hizmeti sunmak suretiyle yükümlülüğü yerine getirmiş sayılabilmektedir. Bu sebeple, işyeri hekimliği sertifikasına sahip hekim kendi işyerinin işyeri hekimliğini yapabilecektir.

Tam gün yasası olarak bilinen düzenlemeler kapsamında, 1219 sayılı Tababet Ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 12. maddesinde 30.01.2010 tarihinde yapılan değişiklikle  hekimlerin SGK ile anlaşmalı özel sağlık kuruluşlarıyla SGK ile anlaşmasız özel sağlık kuruluşlarında ayrı ayrı çalışabilmesi, kısmi çalışmalarda bu gruplar arasında geçişin söz konusu olmaması durumu ortaya çıkmıştır. Her ne kadar işyeri hekimliğinin SGK sözleşmeli olmayan kuruluşlar arasında kabul edilebileceği düşünülse de niteliği gereği tedavi edici diğer hekimlik hizmetleri arasında değerlendirilmesine olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle hangi kapsamda değerlendirileceği konusunda netlik bulunmamaktadır.

1219 sayılı Kanunun 12. maddesinde 02.01.2014 tarihinde yapılan değişikliklerle; kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan ve yöneticilik görevi bulunmayan tabipler ile aile hekimlerinin kurum ve kuruluşlarındaki çalışma saatleri dışında ve kurumlarının izniyle aylık otuz saati geçmemek üzere iş yeri hekimliği yapabileceği, döner sermayeli sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin ise kurumsal olarak işyeri hekimliği hizmeti verebileceği bildirilmiştir. Ayrıca tabipler, iş yeri hekimliği eğitimi alma ve iş yeri hekimliği belgesine sahip olma şartı aranmaksızın 10’dan az işçi çalıştıran az tehlikeli iş yerlerinin iş yeri hekimliği görevini yapabilirler.

Bu düşüncede olanların iş akdinin feshini ihbar yazısının, mümkün olduğunca hak kayıplarına sebep olmayacak biçimde oluşturulmasında yarar bulunmaktadır.

 Örnek fesih ihbar yazısı…

Bu yazının işverene verildiğinin daha sonra kanıtlanabilmesi bakımından iki örnek hazırlanıp birine alındı yazı/imzası alınmalı ya da resmi yolla (noter, iadeli taahhütlü mektup, vb.) gönderilmelidir.

Çalışma Bakanlığı tarafından Yönetmelik ve Tebliğ ile getirilen, işyeri hekimlerinin yedi yılda bir yenileme eğitimine katılmaları aksi takdirde sertifikalarını geçerli sayılmayacağına ilişkin düzenleme, Danıştay kararıyla durdurulmuş, sonrasında sertifikası olan hekimler 1 kez yenileme eğitimine katılarak sertifikaları tescillenmiştir. İSG Katip üzerinde kayıtlı sertifikalar için yenileme eğitimine gerek bulunmamakta olup, 5 yılda bir vize yapılması gerekmektedir. Vize başvurusu İSG Katip üzerinden yapılabilmektedir.

Çalışma Bakanlığı tarafından çıkartılan Yönetmelikle “16.12.2003 tarihinden önce verilmiş sertifikalar geçerli” kabul edilmiş ise de söz konusu hükmün yürütmesi Danıştay tarafından durdurulmuştur. Bu durumda, 19 üniversite ve Türk Tabipleri Birliğinin birlikte düzenlediği eğitimler sonucunda verilmiş olan bütün sertifikalar geçerlidir.

İŞYERİ HEKİMİNE SORU SOR

10’dan az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde çalışan başına yılda en az 60 dakika.
• Az tehlikeli sınıfta yer alanlarda, çalışan başına ayda en az 10 dakika.
• Tehlikeli sınıfta yer alanlarda, çalışan başına ayda en az 20 dakika.
• Çok tehlikeli sınıfta yer alanlarda, çalışan başına ayda en az 40 dakika.
• Az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde her 1000 çalışan için tam gün çalışacak en az bir iş güvenliği uzmanı görevlendirilir. Çalışan sayısının 1000 sayısının tam katlarından fazla olması durumunda geriye kalan çalışan sayısı göz önünde bulundurularak birinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun yeteri kadar iş güvenliği uzmanı ek olarak görevlendirilir.
• Tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde 500 çalışan için tam gün çalışacak en az bir iş güvenliği uzmanı görevlendirilir. Çalışan sayısının 500 sayısının tam katlarından fazla olması durumunda geriye kalan çalışan sayısı göz önünde bulundurularak birinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun yeteri kadar iş güvenliği uzmanı ek olarak görevlendirilir.
• Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde her 250 çalışan için tam gün çalışacak en az bir iş güvenliği uzmanı görevlendirilir. Çalışan sayısının 250 sayısının tam katlarından fazla olması durumunda geriye kalan çalışan sayısı göz önünde bulundurularak birinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun yeteri kadar iş güvenliği uzmanı ek olarak görevlendirilir.
• İş güvenliği uzmanları sözleşmede belirtilen süre kadar işyerinde hizmet sunar. Birden fazla işyeri ile kısmi süreli iş sözleşmesi yapıldığı takdirde bu işyerleri arasında yolda geçen süreler haftalık kanuni çalışma süresinden düşülür.

(A) sınıfı belgeye sahip olanlar; bütün tehlike sınıflarında yer alan iş yerlerinde;
• (B) sınıfı belgeye sahip olanlar; tehlikeli veya az tehlikeli sınıflarda yer alan iş yerlerinde,
 (C) sınıfı belgeye sahip olanlar; sadece az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinde görev yaparlar
Ancak, 1 Temmuz 2017 tarihine kadar C Sınıfı Uzmanlar, Tehlikeli sınıftaki işyerlerinde de, 1 Temmuz 2018 tarihine kadar B sınıfı Uzmanlar, Çok Tehlikeli Sınıftaki işyerlerinde de görev yapabilecektir.

1) 50’den fazla işçi çalıştıran işyerleri için işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırma yükümlülüğü 01.01.2013 tarihinde başlamış bulunmaktadır
2) 50’den az işçi çalıştıran az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri ve kamu kurumları için 01.07.2016,
3) 50’den az işçi çalıştıran tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri ise 01.01.2014 tarihinden sonra işyeri hekimi ve İş güvenliği uzmanı bulundurmak zorundadır.
İş güvenliği uzmanı bulundurulmaması halinde her ay için 5000 TL ceza uygulanacaktır.

Mühendislik ve mimarlık fakültesi mezunları ile teknik elemanlar (Teknik öğretmen, fizikçi, kimyager ve biyolog unvanına sahip olanlar ile üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği programı mezunları) iş güvenliği uzmanı olabilirler.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerlerde dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanmaktadır. Söz konusu Kanun ile çırak ve stajyerlerin kapsama dâhil edilerek mesleki risklerden korunmaları ve sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmaları güvence altına alınmıştır. (Ek: 10/9/2014-6552/16 md.) Birinci fıkranın (a) bendine göre yapılacak
görevlendirme süresinin belirlenmesinde 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu ile4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu kapsamındaki öğrenci statüsünde olan çırakve stajyerler, çalışan sayısının toplamına dâhil edilmez.

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANINA SORU SOR

Cevap: İşveren, iş hijyeni ölçüm, test ve analizlerini aşağıdaki durumlarda tekrarlar:
1. a) Alınan kontrol tedbirlerinin etkinliğinin değerlendirilmesi amacıyla.
2. b) İşyeri ortamının veya işin gereği olarak çalışanın kişisel maruziyetinde değişiklik meydana geldiğinde.
3. c) İşyerinde iş müfettişlerince gerçekleştirilen teftişlerde istenmesi halinde.
4. ç) İşyerinde görevli işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanının gerekli görmesi halinde

Cevap: Laboratuvar yapmış olduğu ölçüm, test ve amaliz sonuçlarını ölçüm belirsizliği ve varsa sınır değerler ile birlikte raporlar. Sonuçların değerlendirilmesi laboratuvarın değil işverenin yükümlülüğüdür. İşveren; iş hijyeni ölçüm, test ve analiz raporlarında verilen sonuçların, öncelikle mevzuata ve mevzuatta bulunmaması halinde ulusal veya uluslararası kuruluşlarca yayımlanmış sınır değerlere uygunluğunu değerlendirir. Bu değerlendirme sonucunda, çalışanların fizyolojik durumlarını da dikkate alarak maruziyetin azaltılması için ek tedbirlerin alınması gerekip gerekmediğine karar verir. Bu kararın verilmesinde işyerinde varsa iş sağlığı ve güvenliği kurulunun yoksa işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının yazılı görüşlerinin alınması esastır.

Cevap: Laboratuvarların iş hijyeni kapsamında ölçüm, test ve analiz yapabilmeleri için Genel Müdürlüğümüzden ön yeterlik veya yeterlik belgesi alması gerekmektedir. Sadece Türkak akreditasyon belgesi ile yapılan iş hijyeni ölçümleri geçerli değildir.

Cevap: Kalibrasyonlar, uluslararası izlenebilirliği olan kalibrasyon laboratuvarlarına yaptırılmalıdır.

Cevap: Laboratuvar, ilgili kalite ve/veya akreditasyon şartının devamının sağlanması adına ölçüm, test ve/veya analizini yaptığı her bir parametre için dört yılı aşmayan aralıklarla en az bir kez yeterlilik deneyine ve/veya laboratuvarlar arası karşılaştırma testine katılarak olumlu sonuç almakla yükümlüdür. Belge yenileme yapılması veya ön yeterlikten yeterliğe geçiş yapılması bu süreyi başa döndürmez.

İŞ HİJYENİSTİNE SORU SOR

İşyerleri için psikolojik danışmanlık hizmetinin çalışanların ruh sağlığının gözlemlenmesi ve bununla ilişkili sorunlara yönelik çalışmalar yapılmasının önemli faydaları bulunmaktadır.

  • İşyerinde intihar, şiddet ve zarar verme gibi durumları önlemeye yardımcı olur
  • Çalışanların verimlerini korumaya destek olur
  • Çalışanların iletişim, öfke kontrolü ve stres yönetimi gibi konularda kendilerini geliştirmelerini sağlar.
  • İşyeri içi ilişkileri geliştirir, iyi ilişkileri korur.
  • Çalışanların kendilerine güven ve motivasyonlarını geliştirmelerine yardımcı olur.
  • İşyerlerinin işe alım ve görevlendirmelerde doğru personeli seçme sürecine destek olur.

Kurumsal psikolojik danışmanlık çalışmaları şirketlerin ihtiyaçlarına göre planlanmakta olup süreler bu doğrultuda belirlenmektedir. İşyeri dönemsel olarak böyle bir şeye ihtiyaç duymuş olabilir veya bu hizmetten sürekli olarak faydalanmak isteyebilir. Çalışma süresi dolayısıyla bu ihtiyaca göre planlanarak 1 ay ile 12 aylık arasında değişen  sürelerde iş birliği yapılabilmektedir.

İş yeri psikologları, endüstriyel ve örgütsel psikolojinin gelişmesi ile birlikte 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır. İlk olarak, ABD’deki fabrikalarda işçilerin performanslarını artırmak ve iş yerindeki stresi azaltmak için psikologlar çalışmıştır. 1910’ların sonunda, psikologlar işe alım sürecinde de yer almaya başlamış ve bu dönemde psikolojik testler kullanılmaya başlanmıştır. Çalışanların fiziksel sağlıkları kadar ruh sağlığıyla ilişkili etkenlerin de iş ve üretim süreçlerini etkilediği fark edilmesiyle işyerleri için psikolojik danışmanlık günden güne daha fazla fark edilen ve yararlanılan bir hizmet haline gelmiştir.

İş yükünüzü azaltmak için öncelikle müdürünüzle baş başa bir konuşma yapın. İşinizin yönetilemez hale geldiğini mantıklı sebeplerle anlatın ve başkalarına devredebileceğiniz işler olup olmadığını tartışın.

Siz ne kadar yapıcı olmaya çalışsanız da iş arkadaşınız sizinle çatışmaya devam ediyor. Bu durum da sizi işinizden uzaklaştırıyor. Öncelikle egonuzu terk edin. Siz iş arkadaşınızla kişisel alanda değil, iş hayatınızda bir aradasınız. Bu nedenle onunla girdiğiniz her tartışmayı kazanmak zorunda olmadığınızı hatırlayın. Size özel bir tutum var ise arkadaşınızı karşınıza alıp birer profesyonel olarak konuşun.

İŞ PSİKOLOĞUNA SORU SOR

İş kazasında halinde işçinin hakları şunlardır :

  • Geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi,
  • Ölen sigortalının hak sahiplerine ödenek bağlanması,
  • Ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmesi,
  • Gelir bağlanan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi,
  • İş kazası geçirilmesi halinde işçinin çalışma ediminin yerine getiremiyor olması sebebiyle işverence maaş ödemesi yapılmaz ancak maddi manevi tazminat taleplerinde bulunabilmektedir.

Sürekli tam iş göremezlik halinde bedenin gücünün bütünü ile yitirilmesi durumu söz konusudur. Kişi artık çalışamaz ve kazanç elde edemez duruma gelmiştir.

Bu nedenle tazminat yüzde yüz üzerinden hesaplanır. Eğer söz konusu kişi başka kişi ya da kişilere bakmak ile yükümlü ise, ayrıca tazminat tutarı eklenecektir. Sonuç olarak uzuv kaybı işveren tarafından tazminat aracılığı ile muhakkak karşılanacaktır. Bu ödemeler Borçlar Yasası kapsamında 818 sayılı madde ile düzenlenmektedir.

İş kazası sonucu ölüm akabinde gündeme gelen destekten yoksun kalma tazminatı, hukuk sistemimizde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde yer alan “Ölüm ve bedensel zararlar” başlıklı hükümler ile düzenlenmiştir.

Bu bağlamda yaşanan iş kazası sonucu yaşamını kaybeden bir kişinin maddi veya manevi destek verdiği kişiler, maruz kaldıkları destekten yoksun kalma tazminatını yetkili mahkemeye başvurarak tazminata yükümlü kişiden talep edebilme hakkına sahiptir. Bu yazımızda iş kazası ölüm destekten yoksun kalma tazminatı hakkında bilinmesi gereken detaylı bilgileri bulabilirsiniz.

İş kazası sonucu meydana gelen ölüm olayına ilişkin destekten yoksun kalan kimseler, ölen kişinin kendilerine sağladığı;

  • Parasal hizmetler
  • Bedensel hizmetler
  • Düşünsel hizmetler
  • Yardımlar
  • Bakım ve gözetim
  • Bilgi ve deneyim

konularında yoksunluktan mağdur olan kişilerdir. Bu noktada iş kazası sonucu yaşamını kaybeden bir işçi babanın; bakmakla yükümlü olduğu anne, baba veya yasal kişiler, çocukları, eşi, işyerinde deneyimlerinden faydalanan çalışma arkadaşları ve benzeri gibi geniş kapsamlı bir topluluktan bahsetmek mümkün olmaktadır.

Destekten yoksun kalma tazminatı davasına ilişkin hangi mahkemenin yetkili ve görevli olacağı, hukuk sistemimizde belirlenmiştir. Buna göre destekten yoksun kalma tazminatı davalının ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesinde açılmaktadır.

Öte yandan iş kazası ölüm destekten yoksun kalma tazminatı, bir işyeri aleyhine açılacağı için bu işyerinin merkezinin bulunduğu ilde veya herhangi bir şubesinin bulunduğu ilde de açılabilmektedir.

AVUKATA SORU SOR